Kadeh içinde, derede boğulanlardan çok daha fazla insan boğulmuştur.
Ufak hırsızlar asılır, büyük hırsızlar serbest bırakılır.
Düşmek suç değildir,düşüp kalmak suçtur.
Sürekli damla taşı deler.
Acele işe şeytan karışır
Alçak gönüllülük süstür, fakat onsuz daha başarılı olunur.
Kargalarla yarenlik eden güvercinin tüyleri beyaz kalır, ama kalbi kararır.
Kadın, çalındıktan sonra duvara asılacak bir keman değildir.
Kart kuşu yolmak zordur.
Ödünç alan, özgürlüğünü satar.
Rica daima sıcak, teşekkür daima soğuktur.
Tanrı karıncayı yok etmek isteyince, ona kanat takar.
Herkes kendi kaderinin demircisidir.
Eğitim özgürlüğe götürür.
Çalışmak ekmek, tembellik kıtlık getirir.
İş, işi çeker
Yemek pişirmek eski tavalar ile öğrenilir
Ağaçlar gökyüzüne kadar büyümez İtimat kontrole mani değildir.
Seni besleyen eli ısırma.
Eldeki serçe, damdaki güvercinden iyidir.
Tek gözlü olmak kör olmaktan iyidir.
Parlayan her şey altın değildir.
Paylaşılan sevinç iki katına çıkar.
Paylaşılan bir acı yarıya iner.
Balık baştan kokar.
İki avukat arasında kalan çiftçi, iki kedi arasında kalan balığa benzer.
Balıklar oltayla, insanlar tatlı dille avlanır.
Korkak olduğunu bilmeyen herkes cesurdur.
Aşkta ve savaşta her şey mübahtır.
Savaş, barışın sağladığını yıkıp gider.
Barış zamanında bir yumurta, savaş zamanında bir öküzden daha iyidir.
Hediye edilen atın dişine bakılmaz.
Bozuk yumurta bütün yemeği bozar.
Yemekten sonra dinlenmeli veya bin adım atılmalı
Eğitimsiz insan, cilasız aynaya benzer.
Göze göz, dişe diş
Hiç bir ağaç ilk darbeyle yıkılmaz.
Aufgeschoben ist nicht aufgehoben. / Yarına bırakmak işi halletmez.
Auge um Auge, Zahn um Zahn. / Göze göz, dişe diş.
Aus den Augen, aus dem Sinn. / Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Besser eine Stunde zu früh als eine Minute zu spät. /
Besser etwas als nichts. / Az olan hiç olmayandan daha iyidir.
Besser spät als nie. / Hiç gelmeyeceğine, geç gelsin.
Borgen macht Sorgen. / Borç vereni başı ağrır.
Das Ei will klüger sein als die Henne./ Yumurta tavuktan akıllı olmak ister.
Das Ende krönt das Werk. / İşin tacı sonunda takılır.
Der Apfel fällt nicht weit vom Stamm./ Elma ağacın dibine düşer (Armut dibine düşer)
Der Appetit kommt beim Essen. / İştah yemekte gelir.
Der erste Schritt ist der schwerste. / En zoru ilk adımı atabilmektir.
Der Klügere gibt nach. / Akıllı olan taviz verir.
Der Mensch denkt und Gott lenkt. / İnsan düşünür ama Allah yön verir.
Der Schein trügt. / Para aldatır.
Der Teufel ist nicht so schwarz, wie man ihn malt. / Şeytan resmedildiği kadar kara değildir.
Die Ausnahme bestätigt die Regel. / İstisnalar kaideyi bozmaz.
Die Furcht hat große Augen. / Korkunun gözleri büyüktür.
Dienst ist Dienst (und Schnaps ist Schnaps). / İş iştir, içki içkidir.
Durch Schaden wird man klug. / Kaybede ede kaybetmemeyi öğrenirsin.
Eine Hand wäscht die andere. / Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Eine Schwalbe macht noch keinen Sommer. / Bir leylek yazın geldiğine işaret değildir.
Ende gut, alles gut./ Sonuç iyiyse herşey iyidir.
Es ist nicht alles Gold, was glänzt. / Her parlayan altın değildir.
Freunde erkennt man in der Not. / Dostluk kötü günde belli olur.
0 yorum:
Yorum Gönder